Gündemimiz tabii ki Ortadoğu. Ancak dün sabah israil’e yönelik roket ile dron saldırısından sonra Hizbullah lideri Hüseyin Nasrallah’ın hiç beklenmedik “yumuşaklıktaki” ifadesi üzerine telaşlanacak bir durum olmadığına, yani “olağan” gerginlik devam edeceğine göre dünyanın diğer “sıcak” noktalarına bakabiliriz.
Usame bin Ladin’in öldürülmesiyle ortadan kaldırıldığı sanılan El Kaide ile bağlantılı Cema’at Nusrat el İslami vel – Müslimin adlı örgütün Afrika ülkesi Burkina Faso’nun Barsalogho bölgesinde, geçen Cumartesi günü tam 200 kişiyi öldürdüğü haberi gerçekten kan dondurdu. Ölenlerin bir kısmı asker, büyük çoğunluğu ise aralarında kadınlarla çocukların da bulunduğu siviller. Yaralıların sayısının ise 140 olduğu belirtiliyor. Görüntüler korkunç, bakılacak gibi değil.
Bölgeye ilgisi olanlar bu güzel ancak talihsiz ülkede sık sık İslamcı saldırıların gerçekleştirildiğini bilirler. Çoğu da çok sayıda ölüme yol açan saldırılardır bunların. Burkina Faso’nun neden İslamcı örgütlerin hedefi olduğu da merak ediliyor haliyle. Birkaç nedeni var. Bakalım:
Batı Afrika’da Mali ile Nijer’in hemen altında yer alan Burkina Faso, 2014 yılında 27 yıllık devlet başkanı Blaise Compaoré’nin görevden alınmasıyla demokratik bir sürece girmişti. Compaore, ülkeyi batının sadık bir dostu haline getirmişti. Sonraki dönem sık sık yaşanan darbelerle anılır. Bölgede İslamcı şiddet tüm hızıyla sürerken Burkina Faso, özellikle rehineler konusunda başvurulan bir güce dönüşmüştü. Bölgesel anlaşmazlıklar konusunda da önemli bir arabulucuydu. Ama bunun yanında uzun zaman Fransız ordusu için de lojistik bir üs durumundaydı. İslamcı gruplar için ülkeyi hedef haline getiren ilk neden bu.
Ayrıca ülkenin demokratik bir süreç içine girmesi bölgede faaliyet gösteren İslamcılar için istenmeyen bir durumdu. Sahel bölgesinde Fransa liderliğindeki cihat karşıtı hamleye (Barkhane operasyonu) verdiği lojistik, siyasi destek de Burkina Faso’yu İslamcı şiddetin hedefi haline getiren bir başka neden.
Burkina Faso aynı zamanda büyük bir göçmen topluluğuna, 3 bin kadar Fransız vatandaşı da dahil, ev sahipliği yapıyor. Ülke bu açıdan da cihatçılar için cazip bir hedef haline gelmiş durumda. Çünkü İslamcı gruplar batıya mesaj vermek istediklerinde Burkina Faso’ya saldırıyor.
Ülkeyi bir şiddet yurduna dönüştüren asıl neden ise El Kaide ile IŞİD arasındaki küresel rekabet. Şimdilerde susturulduğu düşünülen IŞİD, El Kaide’den daha fazla savaşçı toplayan bir örgüt haline geldiğinde El Kaide’nin taban kaybettiği biliniyor. Bu nedenle varlığını kanıtlayacak alanlardan biri de Burkina Faso.
Halkın yaklaşık yüzde dokuzunun yerel dinlere inandığı ülkede, 18.yüzyıldan bu yana gelişen bir din olarak İslamiyet hayli yaygın. Nüfusun yaklaşık 64’ünün Müslüman olduğu sanılıyor. EL Kadie, Işid vb örgütlerin seslendikleri bir taban var yani ülkede.
Şimdi yeni askeri yönetim başta Mali olmak üzere Sahel bölgesinde Fransız sömürgeciliğine karşı bayrak açmış durumdayken, ülkenin güvenlik zaafından yararlanıp saldırılar gerçekleştiren İslamcı gruplar Fransa’yı çok memnun etmişlerdir Burkina Faso’yu istiktarsızlaştırmakla.
El Kaidesi, IŞİD’I belki de bunun için var.