AİHM kararına göre, TMMOB Ankara Şubesi’nin 2010 yılında yapılan imar planına itiraz ederek açtığı ve yürütmeyi durdurma kararı alınan dava sonucunun uygulanmaması ve Külliye inşaatının devam etmesi sebebiyle “mahkemeye erişim haklarının ihlal edildiği” iddiasıyla AİHM’ye başvurduğu belirtildi. TMMOB, başvurusunda kamu yararını savunduklarını ve yargı kararlarının uygulanmadığını öne sürdü. AİHM, başvuruyu inceledikten sonra kabul edilemez buldu.
Kararın gerekçesine göre, İdare Mahkemesi’nin 10 Şubat 2014’te imar planı değişikliğini iptal etmek için yürütmeyi durdurma kararı verdiği, ancak kısa bir süre sonra yeni bir imar planının devreye sokulduğu ifade edildi. AİHM, idare mahkemesinin 2015’te ilk planı iptal ettiğini, ancak Danıştay’ın bu kararı bozduğunu ve iptal talebinin reddedildiğini belirtti. Kararda, başvurucuların Anayasa Mahkemesi’ne yaptıkları başvurunun, uygulanan plan ve projelerden doğrudan etkilenmedikleri gerekçesiyle reddedildiği hatırlatıldı.
Başvurucuların, Atatürk Orman Çiftliği’nde Cumhurbaşkanlığı Kompleksi inşası nedeniyle kamu yararını savunma görevini üstlendiklerini belirttikleri, ancak bu durumun idare mahkemelerindeki yargılamaların Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde tanımlanan adil yargılanma hakkı açısından doğrudan belirleyici olmadığı ifade edildi.
AİHM, başvurunun Sözleşme’nin 35. maddesinin 3 ve 4. fıkraları gereğince kabul edilemez olduğuna oybirliğiyle karar verdiğini açıkladı. Sözleşmenin 35. maddesinin 3. fıkrasında, başvurunun konu bakımından sözleşme hükümleriyle uyumsuz olması, dayanaktan yoksun olması veya bireysel başvuru hakkının kötüye kullanılması durumunda kabul edilemeyeceği belirtiliyor.